Osmanlı Ordusu

Osmanlı Ordusu Hakkında Bilgi


Osmanlı Devleti’ nin ilk yıllarında daimi ve düzenli ordular yoktu. Fetihler; aşiret kuvvetleri, gönüllüler, alperenler ve akıncılar tarafından yapılıyordu. Savaş bittikten sonra herkes işinin başına dönerdi. Sınırların genişlemesiyle birlikte bu kuvvetlerin yetersiz olduğu ortaya çıkınca devamlı savaşa hazır, yaya ve atlı orduların kurulmasına karar verilmiştir.

Yayalar ve Müsellemler

Orhan Bey zamanında Osmanlı Devleti’nin ilk daimi ve düzenli birlikleri olarak kurulmuştur. Bu birliklerin piyade olanlarına yaya, atlı olanlarına ise müsellem denilmiştir. Orhan Bey ve I. Murat zamanında gerçekleştirilen fetihlerde bu ordunun önemli katkıları olmuştur. Yaya ve Müsellemlere savaş zamanında iki akçe yevmiye verilirdi. Diğer zamanlarda ise kendilerine verilen çiftlikleri ekip biçerlerdi.

Kapıkulu Ocakları

I. Murat döneminde Osmanlı Devleti’nin sınırları Anadolu ve Balkanlarda geniş bir alana yayıldığından Yaya ve Müsellem ordusu yetersiz kaldı. Bunun üzerine Çandarlı Halil Hayrettin Paşa’nın çabaları ile devşirme usulüne dayanan Kapıkulu Ocakları kuruldu. Kapıkulu Ocakları piyadeler ve süvariler olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktaydı.

Kapıkulu Piyadeleri Acemi Ocağı

Acemi Oğlanlar Ocağı, Yeniçeri Ocağı’na asker yetiştirmek amacıyla I. Murat döneminde Gelibolu'da Çandarlı Kara Halil Paşa ve Karamanlı Mola Rüstem’in çalışmaları sonucunda kurulmuştur.

Osmanlılar Rumeli’ye geçtikten sonra asker ihtiyacı artmıştı. Ancak, Anadolu’dan gelen Türk askerlerin sayısı yetersiz kalıyordu. Bu nedenle 1363’te Pençik Kanunu, Ankara Savaşı’ndan sonra da Devşirme Kanunu çıkarılarak yeni bir asker kaynağı oluşturulmuştur.

Pençik ya da Devşirme yolu ile toplanan Hristiyan gençler bir Türk ailenin yanında Türkçe öğrenip, Türk ve İslam geleneklerini öğrendikten sonra Acemi Oğlanlar Ocağı'na kaydedilmişlerdir. Bir tür askeri okul olan bu ocakta belli bir süre eğitim gören öğrenciler daha sonra başta Yeniçeri Ocağı olmak üzere diğer ocaklara dağıtılmışlardır.

Yeniçeri Ocağı

Kapıkulu Ocağı içinde en itibarlı ve kalabalık gruptu. Osmanlı padişahları bir numaralı yeniçeri sayılırdı. İlk olarak I. Murat tarafından Edirne’de kurulan yeniçeriler merkezi otoritenin sağlanmasında önemli rol oynamışlardır. Yeniçeriler sayesinde padişahlar uç beylerinin nüfuz ve otoritesini dengelemişlerdir.

Yeniçeriler sıkı bir eğitim görürlerdi. Ok, yay, kılıç, kargı, balta ve gürz gibi silahları kullanırlardı. Savaş durumunda merkezde padişahın yanında bulunurlardı. Savaş olmadığı zamanlarda ise İstanbul ve çevresindeki kışlalarda otururlar, divan muhafızlığı yaparlar, İstanbul’un güvenliğini sağlarlardı.

Padişah, ilk defa tahta çıktığında yeniçerilere cülus bahşişi dağıtırdı. Yeniçeriler üç ayda bir ulufe denilen maaş alırlardı. Yeniçeriler, emekli olmadan evlenmezler ve askerlikten başka bir işle uğraşmazlardı.

Cebeci Ocağı

Yeniçerilerin ve askerlerin silahlarının yapımı ve onarımıyla uğraşan teknik bir sınıftı.

Topçu Ocağı

Top dökmek ve topçuluğa gerekli malzemeleri hazırlamak görevini yerine getiren bir sınıftı. Osmanlı ordusunda ilk top I. Murat zamanında I. Kosova Savaşı’nda kullanılmıştır. Yıldırım Bayezid zamanında da hem İstanbul kuşatmalarında hem de Niğbolu Savaşı’nda top kullanılmıştır.

Kapıkulu Süvarileri

Süvari, atlı asker demektir. Osmanlı Devleti’nde, Kapıkulu süvarileri en itibarlı askeri birliklerindendi. I. Murat zamanında sipahi ve silahtar adıyla iki bölük halinde kurulmuştur. Kapukulu süvarileri savaşta padişahın yanında bulunurlar, onun tuğ ve silahlarını taşırlar, padişahın ve hazinenin güvenliğini sağlarlardı. Yeniçerilerden daha üstün olup daha fazla maaş alırlardı.

Eyalet Askerleri 

Tımarlı Sipahiler

Osmanlı eyalet askerlerinin en büyük bölümünü tımarlı sipahiler oluşturuyordu. Bunlar tımar sistemi ile yetiştirilen askerlerdi

Azaplar

Azap, bekar erkek anlamına gelir. Azap askerleri genellikle savaş zamanında Anadolu’dan toplanan dinç ve kuvvetli Türk gençlerinden oluşturulurdu. Azaplar hafif silahlarla donatılmış yaya askerlerdi.

Akıncılar

Sınırların güvenliğini sağlamak için kurulmuş olan atlı birliklerdir. Çok hızlı hareket ettikleri için bu adı almışlardır. Akıncıların görevi düşman ülkelerine akınlar düzenleyerek bilgi toplamak, askeri ve ekonomik kaynaklarına zarar vermek, orduya yol açmak ve pusu kurulmasını önlemekti.
Tamamı Türklerden oluşan akıncılar doğrudan padişaha bağlıydı. Kendilerine yurtluk denilen topraklar verilirdi. Akıncılık babadan oğula geçerdi. Akıncı beyleri Avrupa dillerinden bir ya da birkaç tanesini çok iyi konuşurlar, komşu ülkelerin köy, kasaba ve şehirlerini iyi tanırlardı.



0 yorum:

Yorum Gönder