Osmanlı'da Devlet Anlayışı 10. Sınıf Tarih
Osmanlı Beyliği, Söğüt ve Domaniç çevresinde Türkiye
Selçuklularına bağlı bir uç beyliği olarak kurulmuştu. Bu küçük beylik kısa
süre içinde Anadolu ve Balkanlarda egemenlik kuran güçlü bir devlet haline
gelmiştir. Osmanlı Devleti bu topraklarda yaşayan farklı dil din, ırk ve kültürden
insanlar arasında ayrım yapmadan adaleti sağlamışlardır.
Osmanlı Devleti’nde hükümdarlık anlayışı eski Türk geleneklerine
ve İslam hukukuna dayanıyordu. İslam hukukunda hakimiyet Allah’a aitti.
Hükümdar, Allah’ın yeryüzündeki vekili olarak insanları adaletle yönetmekle
görevliydi. Yönetilenler de hükümdarın emirlerine uymakla yükümlüydü.
Türk devlet geleneğinde de hükümdarlara halkı yönetme yetkisinin
Tanrı tarafından verildiğine inanılırdı. Bu yetkiye “kut" denirdi. Kut,
kan yoluyla babadan oğula geçerdi. Bu nedenle hükümdarın bütün erkek
çocuklarının hükümdarlık hakkı vardı. Bu anlayışın bir sonucu olarak ülke hükümdar
ailesi arasında paylaşılarak yönetilirdi. Bu durum Türk devletlerinin çabuk
yıkılmalarının en önemli nedeniydi.
Osmanlı Devleti’nin hükümdar ailesinden kimin tahta çıkacağı
konusunda net bir kural yoktu. I. Murat, “Ülke, hanedanın ortak malıdır."
anlayışının yerine “Ülke, hükümdar ve oğullarının malıdır." anlayışını
getirmiştir.
Bu uygulamayla taht kavgalarının önlenmesi ve merkezi otoritenin
korunması amaçlanmıştır.
Osmanlı Devleti’nde hükümdar ülkenin mutlak hakimi olarak
kabul edilirdi. Ancak bu durum onun her istediğini yapabileceği anlamına
gelmezdi. Ülkeyi yönetirken şer'i (dinî) ve geçmişten gelen örfi (geleneksel)
kurallara uymak zorundaydı.
0 yorum:
Yorum Gönder